PDF Formatında Okuyun: Yabancı Uyruklu Hükümlülerin İK m. 105/A Kapsamında Denetimli Serbestlik Tedbirinden Yararlanmaları
Türk veya yabancı ayırımı gözetilmeksizin hükümlülerin 5275 s. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun (İK) m. 105/A’da düzenlenen denetimli serbestlik (DS) tedbirlerinden yararlanabilmeleri, denetim süresi boyunca Türkiye’de bulunmaları koşuluna bağlıdır. Konsolosluklarda imza ve diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesi olanaksızdır. Zira DS tedbiri, Türkiye’nin yargı sınırlarında uygulanması mümkün bir sistemin parçasıdır.
Ad. Bak. Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün (UHDİGM) 21.5.18 t. ve 58113 s. görüş yazısı ile Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı’na (CBS) gönderilen Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün (CİGM) 16.5.19 t. ve 41262 s. görüş yazısında da ifade edildiği üzere, 6706 s. Cez. Kon. Ulus. Ad. İşbir. K. m. 28/2 hükmü ile ülkemizin tarafı olmakla birlikte henüz onaylamadığı için bağlayıcılığı bulunmayan Şartla Mah. Ed. veya Şartla Tah. Ed. Fail. Den. Dair 51 s. Av. Kon. Söz’nin DS tedbirinden yararlanacak yabancı uyruklular bakımından uygulanma olanağı yoktur. İK m. 105/A hükmü, suçun niteliği veya cezanın türü gibi herhangi bir kısıtlayıcı ibare içermediğinden, her hükümlü koşulları oluştuğunda DS tedbirinden yararlanma hakkını haizdir. Zira İK m. 2/1 uyarınca ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ırk, dil, milliyet, milli köken itibariyle ayırım yapılmaksızın uygulanır; m. 3/1 gereğince cezanın infazıyla genel ve özel önlemeyi sağlamak ve sosyalleşmeyi teşvik etmek gibi amaçlar hedeflenir. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün (CTE) Ankara CBS’ye gönderdiği 12.4.12 t. ve 52525 s. görüşünde de belirtildiği üzere, şartları taşıyan yabancı uyruklu hükümlüler de, talepleri halinde DS tedbirinden yararlandırılırlar.
Yabancı uyrukluların İK m. 105/A’da düzenlenen DS tedbirlerinden ne şekilde yararlanacakları hususu uygulamada sorunludur. 17.6.21 t. ve 7328 s. K. m. 1 ile değ. TCK m. 59/1’de, işlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen yabancının, DS tedbiri uygulanarak cezasının infazına veya şartlı tahliye (ŞT) edilmesine karar verildikten ve herhalde cezasının infazı tamamlandıktan sonra, durumunun, sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere derhal İçiş. Bak’na bildirileceği ifade edilmiştir. Mülga Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği (DSHY) m. 77’ye karşılık gelen DSHY m. 86/2’de, İçiş. Bak’nın ülkede kalmasında sakınca olduğunu bildirdiği yabancı uyruklu hükümlü hakkında DS tedbiri olarak, ŞTT’ye kadar ülke sınırları içine girmeme yükümlülüğü verilerek hükümlünün sınır dışı işlemlerine esas olmak üzere kolluğa teslim edileceği belirtilmiş, İçiş. Bak’nın ilgili birimi ile yapılan yazışmada hükümlünün ülke sınırları içerisine girdiğinin tespit edilmesi halinde derhal müdürlüğe bilgi verilmesinin isteneceği hükme bağlanmıştır. Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik (İY) m. 52/1-2’de bu durumdaki hükümlüler hakkında yapılacak işlemler gösterilmiştir.
Buna göre, işlem silsilesinden kurumlar bazında aşama aşama söz etmek gerekirse;
İnfaz Kurumu İdaresi Tarafından;
- Öncelikle CBS aracılığıyla İçiş. Bak. İl Göç İd. Müd.’ne yazı yazılarak yabancı uyruklu hükümlünün DS tedbirinden yararlanması halinde İY m. 52/1-b gereğince ülkede kalmasının siyasi, idari ve kamu güvenliği açısından sakıncalı olup olmadığı ve sınır dışı edilmesi gerekip gerekmediği konularında görüş sorulacak (İY m. 52/1-b),
- Gelecek cevap ister olumlu ister olumsuz görüş içersin hükümlünün diğer koşulları itibariyle DS tedbirinden yararlanması önünde engel bulunmamaktaysa (yani süre koşulu gerçekleşmişse, kaldırılmamış disiplin cezası yoksa ve İK m. 89’da belirtilen kriterler de oluşmuşsa) idare ve gözlem kurulu (İGK) tarafından iyi hâlli olduğuna karar verilecek (İK m. 105/A),
- Aşağıda zikredilen infaz hâkimliğince DS’ye ayırma ve tahliye kararı verilmesini müteakip, il göç. id.’nin görüşü ülkede kalmasında sakınca olduğu yönündeyse, hükümlü kurumdan fiilen tahliye edilmeden evvel o yer en üst emniyet makamı ve göç idaresi ile denetimli serbestlik müdürlüğüne (DSM) salıverileceği tarih bildirilecek (İY m. 52/1-b),
- İl göç. id.’nin görüşü ülkede kalmasında sakınca olduğu yönündeyse hükümlü tahliye edildiğinde kolluğa teslim edilerek DSM’ye mevcutlu gönderilecek (İY m. 52/1-b),
- İl göç. id.’nin görüşü ülkede kalmasında sakınca bulunmadığı yönündeyse hükümlü kolluğa teslim edilmeden DSM’ye belli süre içinde müracaat etmek üzere kurumdan salıverilecektir (İY m. 52/1-b).
İnfaz Hâkimliği Tarafından;
- İGK’nın iyi hâl kararı üzerine hükümlü hakkında kalan cezasının DS tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ve tahliyesine karar verilecek (İK m. 105/A),
- Bu karar infaz kurumuna gönderilecektir (İK m. 105/A).
DSM Tarafından;
- DS tedbirinden yararlandırılma ve tahliye kararı üzerine, sakıncalı olmayan hükümlü hakkında DS yükümlülüklerine ilişkin genel kural tatbik edilecek (İK m. 105/A; İY m. 52/1-b),
- Sakıncalı hükümlü hakkında DS tedbiri olarak ŞTT’ye kadar ülke sınırları içine girmeme yükümlülüğü tayin edilerek denetim planı hazırlanacak (İY m. 52/1-b; DSHY m. 86/2),
- Sonrasında hükümlü sınır dışı işlemlerine esas olmak üzere kolluğa teslim edilerek il göç id.’ne gönderilecek (TCK m. 59/1; DSHY m. 86/2; İY m. 52/1-b),
- İçiş. Bak’nın ilgili birimi ile yazışma yapılarak hükümlünün ülke sınırları içerisine girdiğinin tespit edilmesi halinde derhal DSM’ye bilgi verilmesi istenecek (TCK m. 59/1; DSHY m. 86/2),
- Pasaport şubeye de tahdit işlemleri için yazı yazılacak,
- Yabancı uyruklu hükümlüye ait bilgiler, ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla karşı çıkmaması hâlinde vatandaşı olduğu devletin diplomatik temsilcilik veya konsolosluğuna bildirilecek (DSHY m. 86/1),
- Sınır dışı edilme işlemleriyle ilgili gerekli değerlendirme İçiş. Bak’nca yapılacaktır (İY m. 52/2; 6458 s. K m. 53, 54).
Tokat CBS’ye gönderilen CİGM’nin 11.6.15 t. ve 38867 s. görüşünde, DS tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen yabancı uyruklu hükümlülerden ülkemizde kalmaları konusunda İçiş. Bak’nca bir sakınca olmadığı bildirilenler hakkında, eşitlik ilkesi çerçevesinde Türk vatandaşlarına uygulanan usulün uygulanacağı, yabancı uyruklunun ilgili DSM’ye ikâmet adresi olarak yurt dışında bir adresi beyan etmesi halinde; DSM tarafından hükümlü hakkında uygulanmakta olan DS yükümlülüklerinin İK m. 105/A-5’te yer alan “Hükümlünün risk ve ihtiyaçları dikkate alınarak yükümlülükleri değiştirilebilir.” hükmüne istinaden değiştirilebileceği ve “belirlenen yer veya bölgelere gitmeme” yükümlülüğü kapsamında ülkemiz sınırlarının girilmesi yasak yer olarak belirlenebileceği ve hükümlüye ŞTT’ye kadar bu yükümlülüğe uyması gerektiği hususunun ihtaren bildirilebileceği değerlendirilmiştir.
Uygulamada İçiş. Bak. il göç id. müd.’lerine yazılan yazılara verilen kimi yanıtların; hükümlünün ülkede kalmasının siyasi, idari ve kamu güvenliği açısından sakıncalı olup olmadığı ve sınır dışı edilmesi gerekip gerekmediği hususlarında açık görüş içermediği, zaman zaman kolluk görevlilerinin sakıncalı kategoride bulunmadığı değerlendirilen h/t’leri teslim almaya yanaşmadığı gözlenmektedir. Bunun yanında bazı infaz hâkimliklerince tebliğe elverişli bir adresi bulunmayan hükümlüler (özellikle yabancı uyruklular) hakkında, sınır dışı edilme ve DS tedbiri olarak ŞTT’ye kadar Türkiye sınırlarına girmeme ve kendi ülkesinde herhangi bir yükümlülüğe tabi tutulmamanın zımni affa dönüşeceği gerekçesiyle İK m. 105/A’dan yararlanma taleplerinin reddi cihetine gidildiğine rastlanılmaktadır. Kanaatimizce, sırf adresten kaynaklanan sorunun infazı güçleştireceği vb. varsayımlardan hareketle hükümlünün anılan infaz rejiminden yararlanma olanağının ortadan kaldırılması yukarıda temas edilen açık mevzuat hükümlerine aykırıdır.
Yrg, önceki içtihatlarında; İçiş. Bak’nca verilen cevapta hükümlünün ülkede kalmasının kamu güvenliği açısından sakıncalı olduğu belirtilmesine rağmen, sınır dışı edilmesi gerekip gerekmediği hususunda açıkça bir görüş belirtilmemesi nedeniyle, K. İnfaz Hâkimliğince hükümlünün sınır dışı edilip edilmeyeceği ile ilgili yeniden görüş sorulduktan sonra hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, DS tedbirinden yararlanma talebinin reddine itirazın K. Ağır Ceza Mah’nce bu yönden kabulü yerine reddi cihetine gidilmesini isabetsiz bularak (Y. 1. CD, 7.5.21, 20/4235, 21/7989; Y. 1. CD, 30.4.21, 20/3311, 21/7979), ülkede kalması sakıncalı görülen yabancı uyruklu hükümlünün DS tedbirinden yararlanabilmesi önünde engel bulunmadığını kabul ederken; sonraki içtihatlarını hükümlü aleyhine değiştirmiş ve bu uygulamasını daha farklı gerekçeye dayandırmıştır. Yrg’ın güncel içtihatlarına göre; İK m. 2/1’de belirtilen infazda temel ilke ve m. 3/1’de düzenlenen infazda temel amacın tüm hükümlülere ayrıcalık tanınmaksızın uygulanması gerektiği, somut olayda yabancı uyruklu hükümlü hakkında DS tedbiri olarak ŞTT’ye kadar ülke sınırları içine girmeme yükümlülüğü uygulanarak tahliyesine karar verilmesi ve akabinde anılan tedbir gereğince yurtdışına çıkması/ çıkarılması hâlinde ise, hükümlünün DS sürecinde takibi ve denetlenmesi mümkün olamayacağından yukarıda izah edilen temel ilke ve amaçların da gerçekleşmeyeceği ve bu durumun nihai olarak ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ilgili düzenlemelerin amaç ve ruhuna aykırı sonuçlar doğuracağı, bu bağlamda diğer hükümlüler ve kamuoyu nezdinde de yabancı uyruklu hükümlüler ile ilgili kısmi cezasızlık/ af ve ayrımcılık şeklinde algılara neden olabileceği, bu itibarla yabancı uyruklu hükümlünün kalan cezasının DS tedbiri uygulanarak infazı talebinin A. İnfaz Hâkimliğince reddi üzerine, vaki itirazın A. Ağır Ceza Mah’nce reddi yerine kabulüne karar verilmesini bozma nedeni kabul etmiştir (Y. 1. CD, 10.12.21, 21/12411, 21/14857; aynı mealde: Y. 1. CD, 30.6.21, 20/1043, 21/11572).