Brass Scales Justice Close Up View

PDF OLARAK OKUYUN: Şikâyet

I. GENEL BİLGİLER

Türk Hukuk düzeninde kural olarak suçların soruşturulması ve kovuşturulması re’sen gerçekleştirilmektedir. Ancak kanun koyucu bazı suçların mahiyeti gereği soruşturma ve kovuşturulmasını şikâyete tabi kılmıştır. Bu tabi kılış ise şikâyeti muhakeme şartı haline getirmiştir. Muhakeme şartı haline gelen şikâyet müessesesi ilgili kamu makamlarına suçu bildirmek görevi yanında kamu makamlarını harekete geçirme görevi de üstlenmektedir. Dolayısıyla takibi şikâyete bağlı suçlar bakımından kural olarak iddia ve yargılama makamının re’sen harekete geçmesi hukuka aykırıdır. Takibi şikâyete tabi suçların soruşturulması ve kovuşturulması ancak şikâyet hakkına haiz kimsenin şikâyeti ile başlamaktadır.

Bir suçun şikâyete tabi olabilmesi için bu durumun kanunda açıkça düzenlenmesi gerekir. Suçun temel şeklinin veya nitelikli halinin şikâyete tabi olması aynı suçun diğer hallerinin de şikâyete tabi olduğu anlamına gelmemektedir. Örneğin TCK madde 102’de düzenlenen cinsel saldırı suçunun temel halinin takibi şikâyete tabi tutulmamış iken fiilin eşe karşı işlenmesi halinde suçun soruşturulması ve kovuşturulması için şikâyet şartı aranmaktadır.

 

II. ŞİKÂYET HAKKI

Şikâyet, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu sebeple şikâyet hakkını ancak şikâyet hakkı sahibi kullanabilir. Şikâyet hakkı sahibi ise suçtan zarar gören yani mağdurdur. Bu hakka sahip kişinin ölmesi halinde şikâyet hakkı kural olarak mirasçılara geçmeyecektir. Öte yandan kanun koyucu bazı suçlarda şikâyet hakkının mirasçılara geçmesini özel olarak düzenlemiştir (Bkz. TCK madde 131/2).

Küçük ve kısıtlılar bakımından ise yukarıdaki açıklamalardan farklı hareket edilebilmektedir. Küçük ve kısıtlıların menfaatinin daha etkin kullanılabilmesi için mümeyyiz olan kişilerden farklı olarak şikâyet hakkı veli veya vasisi tarafından kullanılabilir. Evlilik birliği sürdüğü sürece velayet hakkını anne ve baba birlikte kullandıklarından küçüklerin mağdur olduğu olaylar bakımından şikâyet anne ve baba tarafından birlikte gerçekleştirilir.

Şikâyet hakkını kullanan kişiye müşteki (şikayetçi) denmektedir. Müşteki talep etmesi halinde davaya müdahil olarak katılabilir. Davaya müdahil olarak katılan şikâyetçi yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’nun getirdiği yenilikler doğrultusunda birçok hakka sahip olmaktadır. Bu duruma örnek müştekinin avukatı bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme hakkıdır.

Soruşturma evresi başladıktan sonra ilgili suçun şikâyete tabi olduğu ortaya çıkarsa soruşturma evresi durdurulmalı ve bu şartın gerçekleştirilmesi beklenmelidir. Bu durumda kişinin şikayetçi olması halinde soruşturma işlemlerine devam edilmelidir. Mağdurun şikayetçi olmaması halinde soruşturma evresi düşürülmeli, şüpheli hakkında koruma tedbirlerine başvurulmuş ise derhal bu işlemler terkedilmelidir.

Kovuşturma evresi başladıktan sonra isnat edilen suçun şikâyete tabi olduğu anlaşılırsa suçun mağdur/mağdurları suçtan haberdar edilmelidir. Bu halde şikâyet hakkından açıkça vazgeçilmediği takdirde yargılamaya devam edilecektir.

Önemle belirtmek gerekir ki bir olaya ilişkin suçu işleyen birden fazla kişi olması halinde biri hakkında gerçekleştirilen şikâyet diğerlerine de tesir edecektir. Dolayısıyla somut olayda mağdura karşı gerçekleştirilen şikâyete tabi bir suç sonrasında bu suçu gerçekleştiren birden fazla kişi olduğu iddia ediliyorsa ve mağdur yalnızca bu kişilerden birini şikâyet etmişse yine de diğer kişiler hakkında da soruşturma ve kovuşturma işlemleri gerçekleştirilecektir.

 

III. ŞİKÂYET HAKKININ KULLANIM SÜRESİ

Şikâyet hakkının kullanımı belirli bir süreye tabidir. TCK madde 73/1-2’ye göre şikâyet süresi mağdurun fiili ve faili bildiği veya öğrendiği günden itibaren 6 aydır. Ancak bu süre zamanaşımı süresini de geçemeyecektir. Örneğin mağdur A’ya karşılık 01.01.2015 tarihinde hakaret fiili gerçekleştirildiği olayda mağdur A’nın aynı gün fiili ve faili öğrendiği kabul edilirse şikâyet hakkı 01.07.2015 günü sona erecektir. Fiil ve failin 01.02.2023 yılında öğrenilmesi halinde ise artık şikâyet hakkı kullanılamayacaktır. Zira hakaret fiiline ilişkin olağan zamanaşımı TCK madde 66’ya göre sekiz yıl olarak belirlenmiştir.

 

IV. ŞİKÂYET HAKKININ KULLANIM ŞEKLİ

CMK madde 158’e göre şikâyet Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Ayrıca kanun koyucu bu hakkın daha etkin kullanılabilmesi için aynı maddeyle aşağıdaki düzenlemeleri getirmiştir:

  • Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar veya şikâyet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
  • Yurt dışında işlenip ülkede takibi gereken suçlar hakkında Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikâyette bulunulabilir.
  • Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikâyet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.

Şikâyet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir. Kanun bu hususta şikayetçiye seçimlik bir hak tanımıştır. Öte yandan şikâyet dilekçesi yazılıp teslim edilmek isteniyorsa dilekçede şikayetçinin kimlik ve iletişim bilgileri, şikâyet edilen belirli ise kimlik ve iletişim bilgileri, iddia edilen suç ve tarihi yazılmalıdır. Şikâyet edilen belirlenememişse şikâyet edilenin faili meçhul olduğu belirtilmelidir.

 

V. ŞİKÂYETÇİNİN HAKLARI

Şikayetçinin soruşturma ve kovuşturma evresinde sahip oldukları haklar 5271 sayılı CMK madde 234’de detaylı şekilde düzenlenmiştir. Maddeye göre şikayetçinin hakları aşağıdaki gibidir:

  1. Soruşturma evresinde şikayetçinin hakları:
  • Delillerin toplanmasını isteme hakkı
  • Soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme hakkı
  • Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme hakkı
  • Usulüne uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve elkonulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme hakkı
  • Soruşturmaya yer olmadığı ve kovuşturmaya yer olmadığı kararlarına karşı itiraz hakkı

 

  1. Kovuşturma evresinde şikayetçinin hakları:
  • Duruşmadan haberdar edilme hakkı
  • Kamu davasına katılma hakkı
  • Tutanak ve belgelerden örnek isteme hakkı
  • Tanıkların davetini isteme hakkı
  • Vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme hakkı
  • Davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma hakkı

5271 sayılı CMK madde 234/3’e göre şikayetçiye sahip oldukları hakların anlatılması ve bu hususa ilişkin tutanak düzenlenmesi gerekmektedir. Bu kanuni düzenleme sayesinde şikayetçinin aydınlatılması ve muhakeme evrelerine daha etkin katılmasını sağlanmaktadır.

 

VI. ŞİKÂYETTEN VAZGEÇME VE SONUÇLARI

Pozitif hukuk normlarımız kişilere şikâyet hakkının kullanması sonrasında şikayetinden vazgeçme özgürlüğü de tanımıştır. Mağdur yargılamanın sonuna kadar şikayetinden vazgeçebilir. Öte yandan suça ilişkin infaza başlanmışsa artık şikâyetten vazgeçmeden söz edilemeyecektir. Netice olarak şikâyet olunan hakkında soruşturma evresinde, yerel mahkemede görülen yargılama aşamasında, istinaf ve temyiz kanun yolları aşamasında şikâyetten vazgeçilebilir.

Şikâyetten vazgeçme hakkı, şikâyet hakkı gibi kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Bu hak kural olarak başkası tarafından kullanılamaz. Ancak küçük ve kısıtlıların şikâyet hakkını veli veya vasi kullanmaktadır. Veli veya vasi tarafından yapılan şikâyet sonrası bu kişilerin velayet veya vesayet altından çıkmaları halinde şikâyetten vazgeçme direkt mağdurlar tarafından gerçekleştirilmelidir.

Mağdurun şikayetinden vazgeçmesi madalyonun bir tarafıdır. Öte taraftan şikâyet olunan kişi bu şikâyetten vazgeçmeyi kabul etmesi halinde soruşturma evresinde takipsizlik, kovuşturma evresinde düşme kararı verilir. Şüpheli veya sanığın şikâyetten vazgeçmeyi kabul etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu düzenlemelerle kanun koyucu şikâyet edilenin lekelenmeme hakkını korumaktadır. Zira şikâyet olunan yargılanmanın gerçekleştirilmesini ve sonuç olarak beraat kararını almak isteyebilir.

İştirak halinde suçu işleyen birden fazla kişi olması halinde bir şüpheli veya sanık hakkında şikâyet hakkından vazgeçme diğer şüpheli veya sanıklara da sirayet etmektedir.

 

VII. TAKİBİ ŞİKÂYETE TABİ SUÇ ÖRNEKLERİ

Yukarıda belirttiğimiz üzere bir suçun takibinin şikâyete tabi olabilmesi için kanunda açıkça düzenlenmesi gerekmektedir. Pozitif normlarımıza göre şikâyete tabi suç örnekleri aşağıdaki gibidir:

  • Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek kasten yaralama suçu (TCK madde 86/2)
  • Basit taksirle yaralama suçu (TCK madde 89/5)
  • Cinsel taciz suçu (TCK madde 105/1)
  • Konut dokunulmazlığının ihlali suçu (TCK madde 116/1-2)
  • Mala zarar verme suçu (TCK madde 151)
  • Güveni kötüye kullanma suçu (TCK madde 155)

 

VIII. ŞİKÂYETE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

Şikâyet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir. Hak sahibi kişiler şikâyet tarihinde, şikâyette bulunma yetkisini veren vekâletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikâyette bulunabilir. Davaya vekâlet konusu 6100 sayılı HMK’nin 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup hem HMK’da hem de Türk Borçlar Kanununda vekâletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir. (Yargıtay 19. CD, 2019/35618 E., 2020/1762 K.)

Kayden 21.04.1998 doğumlu olup suç tarihi dönemde onbeş yaşı içerisinde bulunan mağdureyi bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde evine kadar ısrarla takip eden sanık hakkında cinsel taciz suçundan dolayı kamu davası açılmış ise de, anılan suçun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olması ve suç tarihinde onbeş yaşından küçük olan mağdurenin velayet hakkına sahip annesi … ‘nin soruşturma evresinde müşteki sıfatıyla verdiği beyanında şikayetçi olmadığını belirtmesi karşısında, mahkemece şikayet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerekirken müştekinin duruşmada şikayetçi olması sebebiyle yargılamaya devam edilerek sanığın beraatine hükmedilmesi,

Kanuna aykırı, katılan mağdure vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 14. CD, 2015/5049 E., 2016/6065 K.)

Olay tarihinde sanık …’ın, idaresindeki araç ile seyir halindeyken diğer sanık … yönetimindeki araçla çarpışmaları sonucunda her iki sürücü ve sanık …’ın aracındaki … ve oğlu küçük …’in adli muayene raporlarına göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı, mağdur …’nin kendisi ve oğlu adına sanık …’dan, sanıkların da birbirlerinden şikayetçi olduğu, sanık … hakkında TCK’nın 89/4.maddesi, sanık … hakkında ise TCK’nın 89/1. maddesi gereğince cezalandırılmaları istemi ile dava açıldığı olayda; sanıklara isnat edilen taksirle yaralama suçunun 5237 sayılı TCK’nın 89/5. maddesi uyarınca soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olduğu, kovuşturmada sanıkların birbirlerine karşı şikayetten vazgeçip vazgeçmedikleri sorulmadan, küçük …’in annesinin kendisi ve küçük adına şikayetten vazgeçmesi dikkate alınıp, hükümde karışıklık yaratılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup… (Yargıtay 12. CD, 2019/10041 E., 2021/3016 K.)

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73/1-2. maddesinde yer alan “(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, taksirle yaralama suçu için şikayet tarihinin müştekinin fiil ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlatılması gerektiği, katılan … tarafından 30/12/2014 tarihinde yapılan şikayet ile 6 aylık şikayet süresinin geçmesi sebebiyle, mahkemece sanık hakkında açılan davanın TCK’nın 73. ve CMK’nın 223/8. maddesi gereğince yasal süresinde yapılmayan şikayet nedeniyle düşmesine karar verildiği görülerek yapılan incelemede… (Yargıtay 12. CD, 2021/3240 E., 2021/7902 K.)

 

Stj. Av. A.Yavuz Zengin

Doktrin Hukuk Ekibi

 

 

error: Korumalı İçerik
Scroll to Top