Bilimsel Görüş/Hukuki Mütalaa
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nın 67/6. maddesinde, “Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanunî temsilci, yargılama konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler.” kuralına yer verilmiş (Karş. HMK md. 293); aynı Kanun’un 68/3. maddesinde ise, istem üzerine, bilimsel mütalaa hazırlayan uzmanın duruşmada dinlenilebileceği düzenlenmiştir. CMK bu bağlamda, mahkeme başkanı veya hâkimin, sanığın veya katılanın gösterdiği uzman kişinin çağrılması hakkındaki dilekçeyi reddettiğinde, sanık veya katılanın o kişileri mahkemeye getirebileceğini ve bu kişilerin duruşmada dinleneceği ilkesini benimsemiştir (m. 178/1). Diğer taraftan CMK, sanığın doğrudan doğruya davet ettireceği veya duruşma sırasında getireceği bilirkişi ve tanıkların ad ve adreslerini Cumhuriyet savcısına makul süre içinde bildirileceği kuralına da yer vermiştir (m. 179/1).
Yargıtay Ceza Genel Kurulu (CGK) da t: 09.10.2007 ve e: 2006/7-336, k: 2007/198 sayılı kararında konuya ilişkin olarak şu şekilde içtihat etmiştir:
“…Soruşturma ve kovuşturma makamlarınca derlenmiş bilirkişi mütalaaları ile tarafların kendi girişimleriyle aldırmış oldukları özel bilimsel görüşlerin duruşma evresinde tartışılma ve değerlendirilmesi usulünün farklı olmayıp aynı hükümlere tabi bulunduğu gözetilmeyerek… ilk hükmün tefhim edildiği oturumda, kişilerin kendi girişimleriyle düzenlettirildiği anlaşılan bilimsel görüşün sahibinin uzman tanık olarak dinlenmesi sonrasında, serdedilen görüşe karşı diyeceklerini bildirmek üzere süre isteyen sanık müdafilerinin bu istekleri ile ilgili olarak makul süre tanımak ve 5271 sayılı Yasanın 67/6, 68/3, 214/3, 215, 216 ve 217’nci maddelerince değerlendirme yapmak gerekirken, savunma hakkını kısıtlayacak biçimde istemin reddine hükmedilmesi ve bu konudaki bozma kararına usule aykırı gerekçelerle direnilmesi isabetli görülmemiştir…”
Prof. Dr. Çetin ARSLAN CMK’nin belirtilen maddelerindeki “uzman kişinin bilimsel mütalaası” kurumu çerçevesinde ve uyuşmazlığa konu dosya kapsamında tarafların “bilirkişi” seçme yetkisinden yararlanarak bilimsel görüşlerinden yararlanabilmesini, böylelikle hukukun doğru uygulanmasına katkı sağlamak ve “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (AY)”nın 36. maddesi ile “Avrupa İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (AİHS)”nin 6. maddesinde güvence altına alınan “adil yargılanma ilkesi”ne uygun bir ceza muhakemesinin gerçekleştirilmesi gayesine paralel olarak ve nihai kararın soruşturma ve/veya yargılama makamlarına ait olduğu ilkesi çerçevesinde hukuki mütalaa/bilimsel görüş vermektedir.