Anayasa Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku
18. yüzyılda yaşamış İsviçreli uluslararası hukukçu Emer de Vattel, “Droit Des Gens” (Milletler Hukuku) adlı eserinde modern anayasanın günümüzde de geçerli kabul edilebilecek ilk tanımını yapmıştır. Emer De Vattel’a göre anayasa, “Devlet iktidarının nasıl kullanılacağını, siyasal bir varlık olarak ulusun nasıl hareket edeceğini, kimler tarafından ve nasıl idare edileceğini, idare edilenlerin hak ve yükümlülüklerini gösteren temel bir sistemdir.”
Anayasa kavramı, anayasanın fonksiyonu, uygulanabilirliği ve yürürlük gücü Anayasa Hukukunun konusunu oluşturur.
İnsan Hakları, insanların doğuştan sahip olduğu, insan onurunu korumayı, insanın maddi ve manevi gelişimini amaçlayan haklardır. korunması devletler tarafından güvence altına alınmış olan hakları ifade eder. İnsan Hakları Hukuku ise bu hakların düzenlenmesini, sınırlanmasını ve güvence altına alınmasını amaçlayan hukuk dalını ifade eder.
Anayasa Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku Alanlarındaki Danışmanlık ve Avukatlık Hizmetlerimiz
Anayasa Mahkemesine (AYM) Bireysel Başvuru
6216 Sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 45. maddesinin (1). fıkrası gereğince “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.” Bu kapsamda aşağıdaki hususlar bir bireysel başvuru durumunda tarafımızca tespit ve takip edilmektedir;
- Başvuru konusunun bireysel başvuru kapsamına dahil olup olmadığının tespiti.
- Tüm iç hukuk yollarının tüketildiğinin tespiti.
- Başvuru şartlarına uygunluk tespiti.
- Başvurunun hazırlanarak Anayasa Mahkemesine sunulması ve süreç takibi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) Bireysel Başvuru
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 35. maddesi gereğince, “Mahkeme’ye ancak, uluslararası hukukun genel olarak kabul edilen ilkeleri uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren altı aylık bir süre içinde başvurulabilir.” Bu kapsamda bir AİHM başvurusu durumunda aşağıdaki hususlar tarafımızca tespit ve takip edilmektedir;
- Başvuruya konu olan olayın AİHM kapsamında bir hak ihlali olup olmadığının tespiti.
- Tüm iç hukuk yollarının tüketildiğinin tespiti.
- Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılıp yapılmadığının tespiti.
- Başvurunun şartlara uygunluğunun tespiti.
- Başvuru sürecinin başlatılması ve takibi.